…Olanları izleyen başka bir sü, Alpağutu öldüre bileceği anı kollayıp, onu yakaladığını düşünerek sevinir. Alpağut arkadan boynuna dayanılmış olan soğuk demiri duyduğunda, yavaşca dönerek konuşur:
Gün gelir yaşam gelir,
Gün gelir ölüm gelir,
Tengriden gelen,
Tengriye döner,
Buna Kayra Kağanın „OL“ demesi yeter!
Sü, Alpağut’un dediğinden bir neng anlamayıp, korku dolu:
“Dur, yoksa öldürürüm seni!”
Alpağut gülümseyerek:
“İlk aldığım yaşam soluğu ile ölümü gözlemiş olmasam Alpağut olmazdım! Senin soğuk kılıcın boynumu kesip, yaşamımı tenimden alsa, bana en büyük iyiliği yapmış olurdun! Ancak Kağanımın buyruğu şu ana dek yerine gelmediğinden, bu uluğ son bana uzak kalacaktır. Göz kırpma anı ile birlikte boynu kesilecek olan ben değilim! Bunu yapacak olan da senin kılıcın değil. Bu nedenle boş umutlara kapılma yat, sonu gelen ben değil, sensin!” dediği an, yağıyı tüpüleyerek, başını bir yumruk ile ortadan yarar.